HABERLER

Asrın felaketinin üzerinden 2 yıl geçti

İki yıl önce Türkiye, tarihinin en büyük felaketiyle sarsıldı. 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta meydana gelen, Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremler, binlerce binanın...

İki yıl önce bugün Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük felaketine uyandı. Dokuz saat arayla meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem ülkemizi derin bir acıyla sarstı. Merkez üssü Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan iki büyük deprem; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye ve Elâzığ illerimizde binlerce binanın yıkılmasına sebep oldu. Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketi olarak değerlendirilen depremler, 11 ilimizi içeren yaklaşık 109 bin kilometrekarelik bir alanda 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkilerken, çok sayıda can kaybı ve yaralanmalara neden oldu. Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerde arama kurtarma çalışmalarına katılan İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Yaşar Korkmaz, deprem haberinin ardından hemen harekete geçtiklerini belirterek “İzmir İtfaiyesi olarak il içi, il dışı ve yakın iller için depreme hazırlık sürecimiz var. Haberi alır almaz, il dışındaki olaya gidecek ekibimizin hazırlıklarını tamamladık. İki saat sonra ise ikinci ekibimiz yola çıktı” dedi.

Ömrümüzün sonuna kadar hissedeceğimiz bir duygu kaldı bizde”
Deprem bölgelerinden biri olan Osmaniye’ye ulaştıklarında karşılaştıkları manzarayı anlatan Korkmaz, “Deprem bölgesine ulaştığımızda elektrik yoktu, hava aydınlanmaya başladığında yıkımın büyüklüğünü gördük. Hiç dinlenmeden iki buçuk gün Osmaniye’de çalıştık ve ardından Hatay’a geçtik. Hatay’da bambaşka bir yıkım vardı” dedi. Yaklaşık on gün boyunca deprem bölgesinde görev aldığını ifade eden Korkmaz, “İzmir’e döndükten sonra belki de iki üç gün normal hayata adapte olamadık. Hemen atlatamıyorsunuz, bir süreç gerektiriyor.  İki üç gün gün sonra alışıyor gibi oluyorsunuz ancak ömrümüzün sonuna kadar hissedeceğimiz bir duygu kaldı bizde” dedi.

“Afet meydana geldikten sonra geri dönüşü olmuyor”
Depremin bir gerçek olduğunu, her an deprem gerçeği ile karşılaşabileceğimizi ifade eden Korkmaz, “Maddiyat önemlidir fakat en önemlisi can sağlığıdır. Ev alırken, ev yaparken mutlaka doğal afetlere karşı önlem alınması gerekiyor. Vatandaşlarımız buna çok dikkat etmeli çünkü afet meydana geldikten sonra geri dönüşü olmuyor. Bizler 6 Şubat depreminin ardından, hazırlık çalışmalarımıza daha da ağırlık verdik. AFAD’ın çıkardığı genelgeye göre 96 kişilik bir ekip kurarak AFAD’a akredite olduk. Arama kurtarma köpeklerimizin ve arama kurtarma çalışmalarında kullanılan teçhizatlarımızın sayısını arttırdık. Teknolojik aletlere daha çok yöneldik” dedi. Hazırlıklarının hiçbir zaman bitmediğini ve bitmeyeceğini ifade eden Korkmaz, “İzmir İtfaiyesi olarak, ulusal ve uluslararası olarak meydana gelebilecek deprem, yangın gibi her türlü acil durumlar için hazırlıklıyız. Allah bir daha bu günleri bize yaşatmasın” dedi.
 
“İlk etapta olay yerine 14 araç ve 50 personelimiz ile intikal ettik”
İzmir İtfaiyesi’nin depremlere karşı önceden planladıkları deprem ekibi olduğunu ve ihbarın ardından bu ekiplerin hemen harekete geçtiğini ifade eden İzmir İtfaiye Dairesi Başkanlığı Arama Kurtarma Şube Müdürü Şenol Dereköy, “AFAD’ın yönlendirmesi ile ilk olarak Osmaniye’ye intikal ettik, kar nedeniyle bölgeye ulaşırken bir takım zorluklar yaşadık. Olay yerine vardığımızda ise ilk manzara oldukça kötüydü. Çok fazla enkaz vardı ve oldukça kaotik bir ortam hakimdi” dedi. Yaklaşık 2 hafta boyunca deprem bölgesinde çalışmalarını sürdürdüğünü söyleyen Dereköy, “İlk etapta olay yerine 14 araç ve 50 personelimiz ile intikal ettik, birkaç gün sonra 2.ekiplerimiz de olay yerine ulaştı. 2 hafta süren çalışmaların ardından değişime gittik. Deprem bölgelerindeki çalışmalarımız oldukça uzun sürdü,  bazı arkadaşlarımız 3-5 aylık süreyle bazı illerin itfaiye istasyonlarına da destek verdi” dedi.

“Köpekler sana nereden başlaman gerektiğini gösteriyor”
Meydana gelen depremde, İzmir İtfaiyesi’nin arama kurtarma köpekleri ile deprem bölgelerindeki çalışmalara katılan, Köpekli Arama Timi Köpek Eğitmeni İbrahim Yılmaz, enkaz çalışmalarında yoğun faaliyet gösterdiklerini ve faaliyetlerinin içerisinde çok sayıda anısı olduğunu söyleyerek, arama kurtarma çalışmaları hakkında bilgi verdi. Arama kurtarma çalışmalarına ilk etapta Osmaniye’de başladıklarını ardından Hatay’a intikal ettiklerini söyleyen Yılmaz, arama kurtarma köpeklerinin canlı insan kokusunu kolaylıkla tespit ettiğini ve köpeklerle birlikte enkazda çalışıyor olmanın işlerini kolaylaştırdığını ifade etti. Yılmaz, “Enkazda çalışırken birçok yerden koku çıkıyor ve köpekler sana nereden başlaman gerektiğini gösteriyor. İşaret verdikleri yerden canlı insana ulaşıyorsun. Köpeklerle çalışmak birçok iş yükünden kurtarıyor. Eğitimleri daha önceden verilmiş ve o an olaya hazırlar. Göreve amade bir şekilde arabadan inip, derhal çalışmaya başlıyorlar. Bir kişinin bir saatte alacağı yolu, köpek ile beş dakika içerisinde alabiliyorsun. Köpeklerimiz ile birlikte enkaz altında çok sayıda canlı vatandaşımıza ulaştık” dedi.

“Dirençli kentler oluşturmalıyız”
İzmir İtfaiyesi’nin deprem ekibinde yer alan ve afet bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına katılan 2.Posta İtfaiye Amir Yardımcısı Hüseyin Çağdaş Özbek ise deprem bölgesinde karşılaştıkları manzaranın oldukça kötü olduğunu ifade ederek “Kıyamet diye bir şey varsa, onun orada koptuğunu düşündüm. Deprem bölgesinde duyguları kontrol edebilmek benim için en zor olanıydı. Onun dışında fiziki şartlar önemli değildi” dedi. Deprem gibi afetlerle karşı karşıya gelinmeden önce önlem alınması gerektiğinin altını çizen Özbek, “Bizler genellikle afet sonrasını düşünüyoruz, ancak afet öncesi düşünülmeli. Biz kurtarma ekipleri, deprem olduktan ve binalar yıkıldıktan sonra olay yerine gidiyoruz. Aslında afeti bir bütün olarak ele alıp, öncelikle dirençli kentler oluşturmalıyız” dedi.

“Vücutlarımız yorgun olsa da aklımız hala oradaydı”
Meydana gelen depremde arama kurtarma çalışmalarına katılan ve olay yerindeki ilk izlenimlerini paylaşan İtfaiye Çavuşu Murat Ataman, “Büyük bir yıkımın içine gittiğimizi, olay yerine ulaşmadan anlayabiliyorduk. Herkes yardım istiyordu ancak biz organize çalışmamız gerektiği için emir komuta sistemine göre hareket ederek ilerliyorduk” dedi. Olay yerinden döndükten sonra, akıllarının hala deprem bölgesinde kaldığını söyleyen Ataman, “Vücutlarımız yorgun olsa da aklımız hala oradaydı, çünkü hala bir şeyler yapabilme çabası vardı içimizde. Enkaz altından çıkardığımız vatandaşların seslenişi insanın kulağında yer ediniyor. Onları canlı olarak çıkarıyor olmak, o anda bambaşka bir motivasyon yaratıyordu” dedi.
 
“Çok söylenen bir ifadedir ancak deprem öldürmez”
Deprem bölgesinde 14 gün arama kurtarma çalışmalarına katılan, İzmir İtfaiyesi’nde paramedik olarak görev yapan Ergin Çevik, arama kurtarma çalışmaları esnasında profesyonel bir yaklaşım sergileyerek yalnızca çalışmalara odaklandıklarını ancak deprem bölgesinden döndükten sonra ‘post tramvatik’ adını verdikleri bir sendrom yaşadığını söyleyerek, “Görevden döndükten sonra iki ay boyunca kimseyle konuşamadım. Daha sonra kendimi işe vererek bu durumu yavaş yavaş aştım” dedi. Depremin ülkemiz için kaçınılmaz bir gerçek olduğunu ifade eden Çevik, “Çok söylenen bir ifadedir ancak deprem öldürmez. Yanlış ve denetimsiz yapılanmalar oluyor. Kurallara uygun yapı yapıldığı zaman, evet binalar zarar alabiliyor ama yıkılmıyor, böylelikle yaralanmalar ve ölüm oranları düşüyor” dedi.